Tezhip Sanatı

Tezhip; kendisi gibi kitap sanatlarından olan hüsn-i hat ve cilt sanatlarını tamamlayarak onlara uyum ve güzellik kazandıran, bu sanatlarla kitaba nakış ve renk harmonisi katan eski ve köklü geleneksel bir sanattır. Tezhip sözcüğü Arapça “zeheb” yani altın anlamına gelir ve her türlü boya ile yapılan ince kitap süslemelerini kapsar. Türk Tezhip Sanatı’nı, altın kullanılarak yapılan süsleme sanatı diye tanımlayabiliriz. 

Tezhip yalnız altın yaldızla yapılan işleri ifade etmez, altının yanı sıra boya da kullanılarak, sadece kitaplarda değil hat levhalarında, fermanlarda hatta ahşap ve deri üzerinde geleneksel motiflerimizin uygulandığı bir süslemedir. Tezhip edilmiş eserlere “müzehheb”, bu sanatla uğraşan kişilere de “müzehhib” veya “müzehhibe” adı verilir. El yazmalarında zahriyeler, hatimeler, ilk sayfa başları, başlıklar, sayfa kenarları, satır araları, Kur’anda sure, fasıl ve secde başları (sure gülü, secde gülü, vakıf gülü, hizib gülü, aşır gülü) vb tezhiplenir.


Tezhipler, çoğu zaman, devrin üslubuna göre yapılırdı. Bu tezhiplerde kullanılan süslemelere bakarak Klasik Devri’n, Lale Devri veya Barok Devri’nin eserleri kolayca birbirinden ayrılır. Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş dönemindeki sürekli hareketlilik nedeniyle az sayıda tezhip üretilir ve üretilen tezhipler Selçuklu Dönemi Tezhip Sanatı özelliklerini devam ettirir. Tezhip sanatının en renkli, olgun ve zevkli dönemi diyebileceğimiz dönem Fatih Sultan Mehmet (1432-1481) dönemidir.6 Bu dönemde tezhip sanatına gösterilen özenin nedeni; sultana hediye edilen kitapların güzel olması ve hoşa gitmesi için gösterilen çabadır.